ATKI ASKISI


Fularları atkıları toplayan bir askı yaptım. Pazar günü İkea'da gördüm bunun bir benzerini. Daha görür görmez "ben bundan yaparım dedim" ve de yaptım:)


Halkalar için ne kullanacağım konusunda biraz tedirgindim gerçi ilk anlarda. Baştan aklıma plastik bilezikler geldi. Ama o saatte onları nerden bulabilirdim. İkea'dan sonra gittiğimiz markette rafları aklımda "halka olarak ne kullanabilirim?" sorusuyla dolaşıyorum. Plastik bardaklar dikkatimi çekti. Ağız kısımları tam benim aradığım gibi sert plastiktendi. Denemeye değer diye düşündüm ve iki paket aldım. Tek masrafım da bu oldu bu askıyla ilgili o da iki lira civarında tuttu. Diğer malzemeleri evden ayarladım.



Yaptığım şeyleri çoğunlukla bozma konusunda usta olan oğlum Batuhan bu sefer yapım aşamasında yanımdaydı. Bozması da meraktan, eline aldığı değişik bir eşyayı nasıl yapılmış diye incelerken elinde kalıyor genelde:) Bu sefer birlikte yaptığımız için böyle bir merak duymadı allahtan. Bardakların ağız kısımlarını keserek yardım etti bana.


Teşekkür ederim canım oğlum benim:))



Yukarıda Batuhan'ın plastik bardaklardan kestiği halkaları görüyorsunuz. Bundan sonra sıra bana gelmişti artık.



Halkaları daha önceden elimde olan floş benzeri bir iple tığla sardım.

Ne kadar halka kullanmak istediğiniz size kalmış. Benim elimde Batuhan'ın verdiği firelerden sonra 19 halka kaldığından o kadarıyla yaptım.


Geçenlerde banyoya bir paspas almıştım. Bu askıda onun askısıydı. İyiki atmamışım. Aynı ip ile sardım. Orjinalindeki askı biraz daha inceydi ve halkaları sardığım gibi tığ ile sarılmıştı. Benim elimdeki biraz kalın olduğu için böyle dolayarak sardım, askının kenarlarına da yapıştırıcı sürüp ipin ucunu yakarak yapıştırdım.






Arkasından iğneyle birbirine tutturdum.


Sonuç bu:) Orjinalinden pek farklı değil. Ben fular ve atkı askısı olarak kullanacağım fakat kemer ve kravat için de kullanılabilir.





Ben bunu iki liraya malettim fakat İkea'da kaç liraydı ona bakmayı unutmuşum:) Görünce o kadar hoşuma gitti ve yaparım dedim ya incelemekten aklıma gelmedi:) Eşim "beş liralık bir şeyse eğer boşuna uğraşıyorsun" dedi hatta. Fakat olur mu? Böyle işlevsel bir ürünün kendi el emeği olduğunu bilmek ve onu kullanmanın zevki hiç bir şeye değişilmez.





ÇERÇEVELERİM


Salona çerçeve yapmışken bir de mutfağa yapayım dedim. Bu çerçeveleri eşantiyon dağıtılan magnetlerden yaptım ve yapışkanlı kağıtlarla kapladım.


Elimde, ölçüleri 15cm x 9cm olan bir mıknatıs vardı. Promasyon amacıyla dağıtılan, hani üzerinde telefon numaralarının olduğu, genelde kafelerin dağıttığı türden.
Bunu iç içe 7-8mm aralıklarla maket bıçağıyla kestim.

Daha sonra yapışkanlı kağıtlarla kapladım. tek renk de olabilir ama benim elimde birbiriyle uyumlu iki renk vardı, onlarla kapladım. Yukarıda görüldüğü gibi kağıdın üzerine yatırıp katlama paylarını da hesaplayarak iç taraflarından kestim.


Dört çerçeveyi ve ortadaki parçayı kaplamış oldum.





Sonuç yukarıda:)
Daha önce böyle içiçe geçen bir çerçevem vardı, ondan esinlenerek yaptım.










ÇERÇEVELERİM


Çerçeveleri kumaşla kapladım, güzel mi oldu ne?:))))) Ben beğendim valla.
Ahşap çerçevelerim vardı, bunlar koltukların rengini değiştirince pek uymayacaktı. (Bir kaç tane daha var hatta onlarıda kaplıyacağım en kısa zamanda) Ben de onları siyah kumaşla kapladım. Bu tarzda ilk işim olduğu için acemiliklerim oldu tabi. İlk kenarına ayrı ayrı parça kesmiştim. O güzel olmadı. İkincisini yaparken kumaşı yaydım, çerçeveyi üzerine koydum, kaplama paylarını da hesaplayarak işaretledim. Sonra işaretlediğim yerlerden kesip çerçeveye yapıştırdım. Bu şekilde köşelerde potluk kalmıyor daha güzel oluyor.


Çerçevenin asıl rengi yukarıdaki gibiydi.


Arada birbirlerini bağlayan vidaları kaplarken çıkarttım. İşim bitince tekrar taktım.






En son da küçük çiçek ve kelebek motifleriyle süsledim. Her ne kadar henüz pek bir şey hissedemesek de malum mevsimlerden ilkbahar:)





DİKİŞ SETİ YAPTIM


Çantamda taşımak için dikiş seti yaptım. Nette gezerken bir alış-veriş sitesiydi galiba benzerini görmüştüm. Fakat tam olarak hatırlamadığım için linkini veremedim. Daha sadeydi benimki biraz kokoş oldu:) Aklıma da bir arkadaşımın markette başına gelen pantalonunun sökülmesi olayı geldi ve böyle bir şeyi yanımda taşımanın faydalı olacağına karar verdim. Başımıza öyle bir olay geldiğinde rezil olmak tabi ki kaçınılmaz maksat daha az insana rezil olmak:)
İki kat kumaşın etrafını sarı kurdele ile biye yaptım.
Bir ilik açıp karşısına da bir düğme diktim. İçine gelecek kısma iki şerit kurdele diktim. Bunlar iplikleri ve iğneleri taşımak için.

Daha sonra içine ihtiyacım olacağını düşündüğüm düğmelerden diktim, iplikleri sardım, çengelli iğne ve dikiş iğnesini de iliştirdikten sonra hazır olduğuna karar verdim.

Üzerine süslemek için kullandığım fiyongu ilk kendim yapmıştım kurdeleden fakat daha sonra aşağıdaki fiyongu söktüm bir nikah şekerinden onu diktim. Böyle daha şık oldu:)

İşte benim portatif dikiş cüzdanım:)





SABUN TABAĞI ÖRDÜM. HEM DE NE İLE???


Poşetten ördüm efendim. Minik sabunlarımı koymak için banyo perdelerine uysun diye mavi bir tabak aryorum uzun süredir. Naylon poşetlerden kıyafet bile yapıldığına göre ben de bunu bir deneyeyim dedim. Fena da olmadı. Aslında daha büyük yapmak istiyordum ama ilk denemem olduğu için epey zorlandım. Gerçi zorlanmamım sebebi mavi olan poşetin çok sert olmasıydı. Beyaz olan biraz daha yumuşak olduğundan daha rahat örüldü. Poşetleri şeritler halinde kesip, iplikle örer gibi örüyorsunuz. Bittikçe yenisini ekliyorsunuz. He birde bol ekli olduğu için o ek yerlerini gizlemek mesele oluyor. Aşamalarını çekmeyi unuttum ama zor bir yanı yok. Denemek isteyenlere tavsiyem yumuşak poşetleri tercih etmeleri olacaktır.

Selam Bizim Gibiler

Bloglarla yeni tanışan bir acemi olarak öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum. Deneme yanılmalarla bu işin altından kalkacağıma inanıyorum. İlk olarak bir açılış konuşması yapmam gerektiğini düşünüyorum:)

Bloglarla tanışmam çok ilginç önce ondan bahsedeyim kısaca.
Çarpım tablosu arıyordum google'da, çıkan sonuçlar arasında en ilgimi çeken annekaz'ın bloğu oldu. Çarpım tablosunu bıraktım neredeyse tüm kayıtlarını inceledim o gün. Sonra bir baktım ki bloğu olmayan bir ben varmışım :) Ne kadar büyük bir dünyaymış burası meğer. Tabi hemen kolları sıvadım ve acemice bir başlayayım bakalım yavaş yavaş öğrenirim nasıl olsa dedim.

Bloğumun içeriğine gelince bana ilginç gelen herşeyi burada "bizim gibiler" le paylaşmak istiyorum. Bu kimi zaman nette bulduğum ilginç birşey olabilir, kimi zaman da çevremde gördüklerim. Şimdilik düşüncem böyle ilerde zaman ne gösterir blog beni ne taraflara çeker bilemem tabi.

Blogları gezerken aranızda çok hamarat bayanlar olduğunu gördüm. Benim öyle bir iddiam yok. Bundan 15-20 yıl önce tanışsaydım bloglarla o zaman ben de yaptıklarımı paylaşabilirdim sizinle. Şu an paylaşmak istediğim sadece gördüğüm, duyduğum ve hissettiğim güzellikler olacak sizlerle.

Bloğumu yeni tanıştığım bir arkadaşım gibi görüyorum. Zamanla birbirimizi tanıdıkça bir çok şeyi paylaşacağımıza ve daha yakın olacağımıza inanıyorum.

Bu yazıyı okuyan herkese sevgilerimi gönderiyorum.
Hadi bana hayırlı olsun...